Sitenin solunda giydirme reklamı denemesidir
Sitenin sağında bir giydirme reklam

Şeker'in Aşırı Tüketimi Sağlığı Tehdit Ediyor

Sağlık (Düzce Meydan Gazetesi) - Haber Merkezi | 25.09.2025 - 19:25, Güncelleme: 25.09.2025 - 19:25
 

Şeker'in Aşırı Tüketimi Sağlığı Tehdit Ediyor

Aile Hekimliği Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Zerrin Gamsızkan, 19-25 Eylül Dünya Şeker Tüketimine Dikkat Haftası dolayısıyla bilgilendirmede bulundu.
Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi Aile Hekimliği Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Zerrin Gamsızkan, 19-25 Eylül Dünya Şeker Tüketimine Dikkat Haftası dolayısıyla bilgilendirmede bulundu.   Şekerin aşırı tüketiminin sağlığa zararlarına dikkat çekerek açıklamasına başlayan Doç. Dr. Zerrin Gamsızkan,  “Şeker genel olarak meyve sebzelerin içinde ve sütte bulunan haliyle, hem de serbest şeker dediğimiz işlenen besinlere eklenen şekliyle beslenmemizin içinde bulunmaktadır. Özellikle büyüme çağında olan çocuklar için meyve, sebze ve sütte bulunan şeker enerji sağlaması açısından gereklidir.  Ancak serbest şeker dediğimiz halinin aşırı olması sağlık sorunlarına yol açmaktadır. Yapılan son araştırmalar günlük kalori alımının giderek artan bir bölümünün serbest şekerden sağlandığını göstermektedir. Diğer bir deyişle vücudun alması gereken yararlı besin öğelerinin oranının azaldığı görülmektedir. Bunun doğal sonucu olarak da yüksek seviyede şeker tüketimi; düşük beslenme kalitesi ve obezite ile bağlantılı olması nedeniyle endişeye sebep olmaktadır.” diye konuştu.     “Çocuklarda Büyüme Geriliği Sebebi Olabilir”   Serbest şekerlerin yiyeceklere ve içeceklere üretim esnasında eklenen monosakkarit ve disakkaritler ile bal, şurup, meyve suları ve meyve suyu konsantrelerinde doğal olarak bulunan şekerleri içerdiği bilgisini veren Doç. Dr. Gamsızkan,  “Sağlık Bakanlığı bu konuda son yapılan çalışmaları paylaşmakta ve özellikle şekerle tatlandırma yoluyla tüketilen serbest şekerin kişi farkına varmadan toplam enerji tüketimini arttırdığına ve besin öğesi yönünden daha yeterli kaloriler içeren gıdaların tüketimini azaltabileceğine vurgu yapılmaktadır. Belki bu durum erişkin yaşta bir insanda yetersiz beslenmeye sebep olmaz fakat gelişmekte olan çocuklarda kaliteli besin alımını engeller. Dolayısıyla çocuklarda büyüme geriliği sebebi olabilir. Her yerde çok kolay ulaşılabilen şekerli içeceklerin tüketimi konusunda hem anne babalar hem de eğitimciler çocuklara yönlendirici olmalıdır.” ifadelerine yer verdi.     İdeal bir şeker tüketim miktarı hakkında bilgi veren Doç. Dr. Gamsızkan, “Dediğim gibi topraktan ya da hayvansal gıdalardan aldığımız birçok besinde şeker öğesi bulunmaktadır. Dünya Sağlık Örgütü, serbest şeker tüketiminin mümkün olduğu kadar azaltılarak toplam enerji alımının yüzde 5’inin altına düşürülmesini önermektedir. Gerek kişinin yaşına, gerek yaşam biçimi ve varsa ek hastalıklarına bağlı olarak günlük kalorisinin yüzde 5’ini geçmeyecek şekilde bir tüketim günlük enerjisi için yeterlidir.” şeklinde konuştu.   “Şeker Bağımlılığını Diğer Tür Bağımlılıklar Gibi Görmekteyiz”   Şeker tüketiminin bağımlılık yapıcı bir etkisi olduğunu ifade eden Düzce Üniversitesi öğretim üyesi, “Şekerin bizim ödül sistemimizi aktifleyerek normal tüketim seviyelerinin üzerine çok kolay çıkılabilmesi riski mevcut.  Şeker, hem enerji içeriği hem de tadı nedeniyle beynimizdeki ödül sistemini tetikleyen lezzetli bir besindir ve yiyecek bağımlılığına neden olan işlenmiş besinlerin içinde yoğun olarak kullanılmaktadır. İşlenmiş besinlerin çok tüketilmesine rağmen doyma hissinin oluşmaması bu bağımlılık seviyesi ile ilişkilidir. Biz yeme bağımlılığını ve şimdi konuştuğumuz şeker bağımlılığını diğer tür bağımlılıklar gibi görmekteyiz.” dedi.   “Meyve Tüketiminin Saati Önemli”   Son zamanlarda besinleri tatlandırmak için meyvelerin şekerlerinden yararlanıldığını dile getiren Gamsızkan, “Miktar önemli olmakla birlikte özellikle sakkaroz ve mısır şurubundan daha iyi olduklarını söyleyebiliriz. Hemen bir uyarı eklemek gerekirse meyve tüketiminin saati önemli. Enerjimizi harcayamadığımız akşam saatlerinden ziyade gün içinde aktif olduğumuz zamanlarda tüketmek en ideali.  Bal önemli bir besin kaynağımız. İçinde şekerden başka çok etkili antioksidan ve bileşikler olduğunu biliyoruz. Üreticisinin iyi olduğunu bildiğimiz yerlerde üretilen bal besin öğelerimizin içinde kullanılabilir. Stevia her ne kadar doğal ve bitkisel bir tatlandırıcı olsa da bazı çalışmalarda hormonal etkilere sahip olabileceği şeklinde uyarıları olan bir üründür.  Benzeri tatlandırıcıların şekerin hiçbir şekilde tüketilmemesi gereken hastalıklarda kullanılması en uygunudur. Mesela insülin eksikliği olan şeker hastalarında şeker tüketimi kan şekerini birden bire yükseltip hastayı metabolik sıkıntıya sokabileceğinden bu hastalarda tatlandırıcı olarak sıfır kalori içeren tatlandırıcı kullanmak elbette en sağlıklısıdır.” ifadelerini kullandı.   “Çağımızın Riskli Gelişimlerinden Biri de İç Organ Yağlanmasıdır”   Şekerin insan vücudunda etkilerine değinen Doç. Dr. Zerrin Gamsızkan, “Şeker vücuda alındığında kanda yüksek miktarda olmasını istemez vücudumuz ve hemen insülin denen hormon devreye girer. İnsülin kandaki şekeri depolanmak üzere vücudumuzun iç organlarına ya da yağ dokusuna yönlendirir. Zaten çağımızın hastalığı olan obezitenin en büyük sebebi de fazla miktarda alınan şekerin insülin aracılığıyla depolanmasıdır. Bir diğer çağımızın riskli gelişimlerinden biri de iç organ yağlanmasıdır. Belirtildiği gibi karaciğer yağlanması ve damar duvarlarının yağlanması damar tıkanıklığı ve metabolik problemlere yol açmaktadır. Serbest şekerlerin, özellikle aşırı kilo ve obezite başta olmak üzere kardiyovasküler hastalıklar, insülin direnci, bazı kanser türleri ve karaciğer hastalıkları gibi çeşitli sağlık sorunlarının oluşumunda etkili oldukları bildirilmektedir.” şeklinde açıklamasını tamamladı.  
Aile Hekimliği Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Zerrin Gamsızkan, 19-25 Eylül Dünya Şeker Tüketimine Dikkat Haftası dolayısıyla bilgilendirmede bulundu.

Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi Aile Hekimliği Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Zerrin Gamsızkan, 19-25 Eylül Dünya Şeker Tüketimine Dikkat Haftası dolayısıyla bilgilendirmede bulundu.

 

Şekerin aşırı tüketiminin sağlığa zararlarına dikkat çekerek açıklamasına başlayan Doç. Dr. Zerrin Gamsızkan,  “Şeker genel olarak meyve sebzelerin içinde ve sütte bulunan haliyle, hem de serbest şeker dediğimiz işlenen besinlere eklenen şekliyle beslenmemizin içinde bulunmaktadır. Özellikle büyüme çağında olan çocuklar için meyve, sebze ve sütte bulunan şeker enerji sağlaması açısından gereklidir.  Ancak serbest şeker dediğimiz halinin aşırı olması sağlık sorunlarına yol açmaktadır. Yapılan son araştırmalar günlük kalori alımının giderek artan bir bölümünün serbest şekerden sağlandığını göstermektedir. Diğer bir deyişle vücudun alması gereken yararlı besin öğelerinin oranının azaldığı görülmektedir. Bunun doğal sonucu olarak da yüksek seviyede şeker tüketimi; düşük beslenme kalitesi ve obezite ile bağlantılı olması nedeniyle endişeye sebep olmaktadır.” diye konuştu.  

 

“Çocuklarda Büyüme Geriliği Sebebi Olabilir”

 

Serbest şekerlerin yiyeceklere ve içeceklere üretim esnasında eklenen monosakkarit ve disakkaritler ile bal, şurup, meyve suları ve meyve suyu konsantrelerinde doğal olarak bulunan şekerleri içerdiği bilgisini veren Doç. Dr. Gamsızkan,  “Sağlık Bakanlığı bu konuda son yapılan çalışmaları paylaşmakta ve özellikle şekerle tatlandırma yoluyla tüketilen serbest şekerin kişi farkına varmadan toplam enerji tüketimini arttırdığına ve besin öğesi yönünden daha yeterli kaloriler içeren gıdaların tüketimini azaltabileceğine vurgu yapılmaktadır. Belki bu durum erişkin yaşta bir insanda yetersiz beslenmeye sebep olmaz fakat gelişmekte olan çocuklarda kaliteli besin alımını engeller. Dolayısıyla çocuklarda büyüme geriliği sebebi olabilir. Her yerde çok kolay ulaşılabilen şekerli içeceklerin tüketimi konusunda hem anne babalar hem de eğitimciler çocuklara yönlendirici olmalıdır.” ifadelerine yer verdi.  

 

İdeal bir şeker tüketim miktarı hakkında bilgi veren Doç. Dr. Gamsızkan, “Dediğim gibi topraktan ya da hayvansal gıdalardan aldığımız birçok besinde şeker öğesi bulunmaktadır. Dünya Sağlık Örgütü, serbest şeker tüketiminin mümkün olduğu kadar azaltılarak toplam enerji alımının yüzde 5’inin altına düşürülmesini önermektedir. Gerek kişinin yaşına, gerek yaşam biçimi ve varsa ek hastalıklarına bağlı olarak günlük kalorisinin yüzde 5’ini geçmeyecek şekilde bir tüketim günlük enerjisi için yeterlidir.” şeklinde konuştu.

 

“Şeker Bağımlılığını Diğer Tür Bağımlılıklar Gibi Görmekteyiz”

 

Şeker tüketiminin bağımlılık yapıcı bir etkisi olduğunu ifade eden Düzce Üniversitesi öğretim üyesi, Şekerin bizim ödül sistemimizi aktifleyerek normal tüketim seviyelerinin üzerine çok kolay çıkılabilmesi riski mevcut.  Şeker, hem enerji içeriği hem de tadı nedeniyle beynimizdeki ödül sistemini tetikleyen lezzetli bir besindir ve yiyecek bağımlılığına neden olan işlenmiş besinlerin içinde yoğun olarak kullanılmaktadır. İşlenmiş besinlerin çok tüketilmesine rağmen doyma hissinin oluşmaması bu bağımlılık seviyesi ile ilişkilidir. Biz yeme bağımlılığını ve şimdi konuştuğumuz şeker bağımlılığını diğer tür bağımlılıklar gibi görmekteyiz.” dedi.

 

“Meyve Tüketiminin Saati Önemli”

 

Son zamanlarda besinleri tatlandırmak için meyvelerin şekerlerinden yararlanıldığını dile getiren Gamsızkan, “Miktar önemli olmakla birlikte özellikle sakkaroz ve mısır şurubundan daha iyi olduklarını söyleyebiliriz. Hemen bir uyarı eklemek gerekirse meyve tüketiminin saati önemli. Enerjimizi harcayamadığımız akşam saatlerinden ziyade gün içinde aktif olduğumuz zamanlarda tüketmek en ideali.  Bal önemli bir besin kaynağımız. İçinde şekerden başka çok etkili antioksidan ve bileşikler olduğunu biliyoruz. Üreticisinin iyi olduğunu bildiğimiz yerlerde üretilen bal besin öğelerimizin içinde kullanılabilir. Stevia her ne kadar doğal ve bitkisel bir tatlandırıcı olsa da bazı çalışmalarda hormonal etkilere sahip olabileceği şeklinde uyarıları olan bir üründür.  Benzeri tatlandırıcıların şekerin hiçbir şekilde tüketilmemesi gereken hastalıklarda kullanılması en uygunudur. Mesela insülin eksikliği olan şeker hastalarında şeker tüketimi kan şekerini birden bire yükseltip hastayı metabolik sıkıntıya sokabileceğinden bu hastalarda tatlandırıcı olarak sıfır kalori içeren tatlandırıcı kullanmak elbette en sağlıklısıdır.” ifadelerini kullandı.

 

“Çağımızın Riskli Gelişimlerinden Biri de İç Organ Yağlanmasıdır”

 

Şekerin insan vücudunda etkilerine değinen Doç. Dr. Zerrin Gamsızkan, “Şeker vücuda alındığında kanda yüksek miktarda olmasını istemez vücudumuz ve hemen insülin denen hormon devreye girer. İnsülin kandaki şekeri depolanmak üzere vücudumuzun iç organlarına ya da yağ dokusuna yönlendirir. Zaten çağımızın hastalığı olan obezitenin en büyük sebebi de fazla miktarda alınan şekerin insülin aracılığıyla depolanmasıdır. Bir diğer çağımızın riskli gelişimlerinden biri de iç organ yağlanmasıdır. Belirtildiği gibi karaciğer yağlanması ve damar duvarlarının yağlanması damar tıkanıklığı ve metabolik problemlere yol açmaktadır. Serbest şekerlerin, özellikle aşırı kilo ve obezite başta olmak üzere kardiyovasküler hastalıklar, insülin direnci, bazı kanser türleri ve karaciğer hastalıkları gibi çeşitli sağlık sorunlarının oluşumunda etkili oldukları bildirilmektedir.” şeklinde açıklamasını tamamladı.

 
Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve duzcemeydan.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.