Sitenin solunda giydirme reklamı denemesidir
Sitenin sağında bir giydirme reklam
Nurdan GÜNAL
Köşe Yazarı
Nurdan GÜNAL
 

THE WALLS

             ANAFOD İstanbul Anadolu Yakası Fotoğraf Sanatı Derneği olarak editörlüğünü Halûk Çobanoğlu’nun ve proje danışmanlığını ise derneğin  yönetim kurulu başkanı olan Figen Özkan’ın yürüttüğü “DUVARLAR” isimli projeye katılanların 27 farklı bakış açısıyla duvarları yeniden tanımladı.            Kitabın arka yüzünü çevirdiğimizde Figen Özkan’ın şu cümlesi dikkatimizi çekiyor ;            “….”Duvarlar” konusunu yalnızca fiziksel engeller olarak ele almadık. Bu konu ile zihinsel, sosyal ve duygusal sınırlarımızı da sorgulamayı amaçladık…”            Kitabın kapağını açtığımızda ise sanki bizi kapıdan karşılar gibi Halûk Çobanoğlu’nun “ BU DUVAR NEDEN BEYAZ?” sorusuyla karşılaşıyoruz... sonrasında ise anlatmaya geçiyor;           1980’li yıllarında ilk kez yurt dışına çıkmış. İlk gecesini Münih’de Felsefe fakültesinin yurdunda konaklamış. Sabah kalktığında ise okulun kalın ve yüksek duvarı üzerinde Almanca “Bu Duvar Neden Beyaz?” yazısıyla karşılaşmış… duvarların hikayesi de buradan başlıyor.         Aradan yıllar geçiyor, fotoğrafa “bulaşıyor”.  Sonrasında gelinen son noktayı ise şöyle ifade ediyor yazısında;      “…Artık yaşım ilerliyor ve herşeye eskisi kadar zaman yok. Zihnimde dolaşıp duran konulardan biri olan “Duvarlar” fotoğraf projesini, Anafod’daki arkadaşlarımla paylaşıyorum. Karar veriliyor, beraberce ilerliyoruz. Altı ay boyunca, katılımcılar “kendi duvarlarını arıyor. Ortaya çıkan bu kitap ile ortak çalışmamız “kamulaşıyor”. Bize gelince, bu mütevazı kitabın bizi kuşatan görünen, görünmeyen duvarları sorgulamayı isteyecekler için bir vesile olmasını diliyoruz. Hepsi o…”        Onun bu açıklamasından sonra “sahiden hepsi o mu?..” diye derinden düşünmeye başlıyoruz.  Hemen arkasından binlerce duvarların daha örülmüş olduğunu görmeye ve sorgulamaya başlıyoruz. Ardından, duvarların kapıları açılıyor ve içeriye “farkındalık” giriyor.                                                                                                                       …         Bu kitabın “Duvar” adında öyle güçlü bir içeriği var ki, okuduğunuzda her bir duvarına toslar gibi şöyle bir çarpılmadan bir başka duvarın hikâyesine geçemiyorsunuz.         Her bir hikâyesi can alıcı mesajlarla, çarpıcı gerçeklerle, eğitici ve farkındalık uyandırıcı öğretileriyle, beyin fırtınalarıyla doludur. O duvarların “taş” olduğunu sanırken, o taşın da içinde bir “ruh” olabileceği gerçeği ile yüzleşiyor sonra da ona çarpılıyorsunuz bir anda. Sanki toprağın değil de, duvarların taşları eşelenmiş ve içinden gün yüzüne çıkan hikâyelerin yüze vuran sihriyle siz de aydınlanır veya hüzünlenir gibi olursunuz.        Kitabın yazınsal (sözel) dili olmadan salt fotoğraflarına bakarak o görselden ne anlamamız gerektiğini çıkaramıyoruz. Bu durumu en iyi Soyut Resim Sanatıyla ifade edebiliriz. Soyut resimler ancak felsefe dili ile ifade edildiğinde anlaşılırlık, derinlik ve bütünlük kazanır. İşte bu kitabın her bir duvarına toslar gibi çarpılmanın altında yatan gerçek de o duvarların “filozof”luğudur.      Bu yönüyle “The Walls”ın duvarları güçlüdür. Öyle ki, insanla duvarın arasındaki ilişkisine karşılık “Bu Duvar Neden Beyaz? “ sayfasını ayırır.     Bizlere de “Duvar” aracıyla farkındalık uyandırarak bakış açışımızı deyiştiren The Walls ekibinin 27 üyesine ve Halûk Çobanoğlu’na teşekkür etmek düşüyor.                                                                                                 …            Toplam 109  fotoğraflardan oluşan 27 katılımcıların isimleri;  Ayşe Ulaş,  Aytek Özay,  Baytekin Kara,  Birgül Koç,  Canan Tor,  Devrim Çelebi, Dilşad Aktaş Canatay, Enver Çiçek, Fatma Şanlı,  Figen Özkan, Fisun Arabacı, Handan Hueber, Hatice Ayaksız, Hülya Arıcı, İbrahim Okşan, Münevver Yener Kurt, Nejla Can Güler, Nilüfer Ozan,  Sema Kahraman Vurucu,  Serra Kemmer,  Seval Genç,  Sibel Öztürk,  Şafak Hacaoğlu,  Şafak Uçar,  Tunç Tokaç, Zinnet Yılmaz, Zübeyde Öztürk.     “…Duvarların, ayıran, sınırlayan, engelleyen anlamlarını tersinden okuyarak, bir zıtlık içinde yaşama tutunmalarına baktım: onlardan biri miyim, değil miyim?. Büyük anlamların, büyük duvarların altında kalmaktan korkup, kuytu bir köşede  beni bekleyen inadı, inancı ve inceliği bularak yoluma devam ettim.” Birgül Koç   “… İlk insanlardan beri önemli olan duvarların, hayatımızdaki dert ortağımız olmaları, aşkımızı yazıp kalpler çizdiğimiz, üzülünce yaslanıp ağladığımız, sinirlenince yumrukladığımız, uykusuz gecelerde gölgeler oynadığımız bizim dayanağımız, sessiz, tepkisiz kahramanlarımız duvarlar… duvarlar hayatımızın öyle içinde ki bunun farkına varmak için duvarsız bir evde yaşamak gerekir.” Şafak Uçar   “…Yaşadıklarını hissetmek için gözümü kapayarak avuç içimi üzerine dayıyorum. ”Ben  hepinizi görüyorum ama siz beni görmüyorsunuz” diye derinden sessiz bir çığlık duyuluyor. Bu duvarların söyledikleri ve söyleyecekleri çok şey var. Duygular karşılıklı; bu duvarlar, bizim çıklıklarımızın yansımalarıdır dersek ne yanlış ne de eksik olur…” Hülya Arıcı   “Ev içindeki duvarlar sadece fiziksel değil, aynı zamanda kadının kimliğine koyulan bariyerleri de temsil eder. Her duvar bir sınır olduğu kadar bir isyan çağrısı da olabilir. Bir kadın duvarlardaki çatlakları fark ettiğinde onları aşmanın yollarını da arar ve belki de en büyük özgürlük, önce kendi içindeki duvarları yıkabilmektir. Çünkü her duvar, bir gün yıkılmayı bekler.” Hatice Ayaksız                                               “ The Walls”  kitabı www.anafod.org adresinden temin edilebilir.  
Ekleme Tarihi: 15 June 2025 - Sunday

THE WALLS

             ANAFOD İstanbul Anadolu Yakası Fotoğraf Sanatı Derneği olarak editörlüğünü Halûk Çobanoğlu’nun ve proje danışmanlığını ise derneğin  yönetim kurulu başkanı olan Figen Özkan’ın yürüttüğü “DUVARLAR” isimli projeye katılanların 27 farklı bakış açısıyla duvarları yeniden tanımladı.

           Kitabın arka yüzünü çevirdiğimizde Figen Özkan’ın şu cümlesi dikkatimizi çekiyor ;

           “….”Duvarlar” konusunu yalnızca fiziksel engeller olarak ele almadık. Bu konu ile zihinsel, sosyal ve duygusal sınırlarımızı da sorgulamayı amaçladık…”

           Kitabın kapağını açtığımızda ise sanki bizi kapıdan karşılar gibi Halûk Çobanoğlu’nun “ BU DUVAR NEDEN BEYAZ?” sorusuyla karşılaşıyoruz... sonrasında ise anlatmaya geçiyor;

          1980’li yıllarında ilk kez yurt dışına çıkmış. İlk gecesini Münih’de Felsefe fakültesinin yurdunda konaklamış. Sabah kalktığında ise okulun kalın ve yüksek duvarı üzerinde Almanca “Bu Duvar Neden Beyaz?” yazısıyla karşılaşmış… duvarların hikayesi de buradan başlıyor.

        Aradan yıllar geçiyor, fotoğrafa “bulaşıyor”.  Sonrasında gelinen son noktayı ise şöyle ifade ediyor yazısında;

     “…Artık yaşım ilerliyor ve herşeye eskisi kadar zaman yok. Zihnimde dolaşıp duran konulardan biri olan “Duvarlar” fotoğraf projesini, Anafod’daki arkadaşlarımla paylaşıyorum. Karar veriliyor, beraberce ilerliyoruz. Altı ay boyunca, katılımcılar “kendi duvarlarını arıyor. Ortaya çıkan bu kitap ile ortak çalışmamız “kamulaşıyor”. Bize gelince, bu mütevazı kitabın bizi kuşatan görünen, görünmeyen duvarları sorgulamayı isteyecekler için bir vesile olmasını diliyoruz. Hepsi o…”

       Onun bu açıklamasından sonra “sahiden hepsi o mu?..” diye derinden düşünmeye başlıyoruz.  Hemen arkasından binlerce duvarların daha örülmüş olduğunu görmeye ve sorgulamaya başlıyoruz. Ardından, duvarların kapıları açılıyor ve içeriye “farkındalık” giriyor.

                                                                                                                      …

        Bu kitabın “Duvar” adında öyle güçlü bir içeriği var ki, okuduğunuzda her bir duvarına toslar gibi şöyle bir çarpılmadan bir başka duvarın hikâyesine geçemiyorsunuz.

        Her bir hikâyesi can alıcı mesajlarla, çarpıcı gerçeklerle, eğitici ve farkındalık uyandırıcı öğretileriyle, beyin fırtınalarıyla doludur. O duvarların “taş” olduğunu sanırken, o taşın da içinde bir “ruh” olabileceği gerçeği ile yüzleşiyor sonra da ona çarpılıyorsunuz bir anda. Sanki toprağın değil de, duvarların taşları eşelenmiş ve içinden gün yüzüne çıkan hikâyelerin yüze vuran sihriyle siz de aydınlanır veya hüzünlenir gibi olursunuz.

       Kitabın yazınsal (sözel) dili olmadan salt fotoğraflarına bakarak o görselden ne anlamamız gerektiğini çıkaramıyoruz. Bu durumu en iyi Soyut Resim Sanatıyla ifade edebiliriz. Soyut resimler ancak felsefe dili ile ifade edildiğinde anlaşılırlık, derinlik ve bütünlük kazanır. İşte bu kitabın her bir duvarına toslar gibi çarpılmanın altında yatan gerçek de o duvarların “filozof”luğudur.

     Bu yönüyle “The Walls”ın duvarları güçlüdür. Öyle ki, insanla duvarın arasındaki ilişkisine karşılık “Bu Duvar Neden Beyaz? “ sayfasını ayırır.

    Bizlere de “Duvar” aracıyla farkındalık uyandırarak bakış açışımızı deyiştiren The Walls ekibinin 27 üyesine ve Halûk Çobanoğlu’na teşekkür etmek düşüyor.

                                                                                                …

           Toplam 109  fotoğraflardan oluşan 27 katılımcıların isimleri;

 Ayşe Ulaş,  Aytek Özay,  Baytekin Kara,  Birgül Koç,  Canan Tor,  Devrim Çelebi, Dilşad Aktaş Canatay, Enver Çiçek, Fatma Şanlı,  Figen Özkan, Fisun Arabacı, Handan Hueber, Hatice Ayaksız, Hülya Arıcı, İbrahim Okşan, Münevver Yener Kurt, Nejla Can Güler, Nilüfer Ozan,  Sema Kahraman Vurucu,  Serra Kemmer,  Seval Genç,  Sibel Öztürk,  Şafak Hacaoğlu,  Şafak Uçar,  Tunç Tokaç, Zinnet Yılmaz, Zübeyde Öztürk.

   

“…Duvarların, ayıran, sınırlayan, engelleyen anlamlarını tersinden okuyarak, bir zıtlık içinde yaşama tutunmalarına baktım: onlardan biri miyim, değil miyim?. Büyük anlamların, büyük duvarların altında kalmaktan korkup, kuytu bir köşede  beni bekleyen inadı, inancı ve inceliği bularak yoluma devam ettim.” Birgül Koç

 

“… İlk insanlardan beri önemli olan duvarların, hayatımızdaki dert ortağımız olmaları, aşkımızı yazıp kalpler çizdiğimiz, üzülünce yaslanıp ağladığımız, sinirlenince yumrukladığımız, uykusuz gecelerde gölgeler oynadığımız bizim dayanağımız, sessiz, tepkisiz kahramanlarımız duvarlar… duvarlar hayatımızın öyle içinde ki bunun farkına varmak için duvarsız bir evde yaşamak gerekir.” Şafak Uçar

 

“…Yaşadıklarını hissetmek için gözümü kapayarak avuç içimi üzerine dayıyorum. ”Ben  hepinizi görüyorum ama siz beni görmüyorsunuz” diye derinden sessiz bir çığlık duyuluyor. Bu duvarların söyledikleri ve söyleyecekleri çok şey var. Duygular karşılıklı; bu duvarlar, bizim çıklıklarımızın yansımalarıdır dersek ne yanlış ne de eksik olur…” Hülya Arıcı

 

“Ev içindeki duvarlar sadece fiziksel değil, aynı zamanda kadının kimliğine koyulan bariyerleri de temsil eder. Her duvar bir sınır olduğu kadar bir isyan çağrısı da olabilir. Bir kadın duvarlardaki çatlakları fark ettiğinde onları aşmanın yollarını da arar ve belki de en büyük özgürlük, önce kendi içindeki duvarları yıkabilmektir. Çünkü her duvar, bir gün yıkılmayı bekler.” Hatice Ayaksız

 

                                            “ The Walls”  kitabı www.anafod.org adresinden temin edilebilir.

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (3)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve duzcemeydan.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Hasan Çalıkuşu
(16.06.2025 14:25 - #163)
Teşekkürler Nurdan Günal.. Kaleminize sağlık.. Hasan Çalıkuşu - ANAFOD YK Başkanı
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve duzcemeydan.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Baytekin Kara
(17.06.2025 21:11 - #164)
Merhaba, kitabımızın bilinirliğine katkınız büyük. Çok teşekkür ediyorum. Baytekin Kara
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve duzcemeydan.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
İbrahim Okşan
(18.06.2025 15:31 - #165)
Çok teşekkürler Nurdan Hanım kitabımız için yazdığınız bu güzel yazı için... İbrahim Okşan
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve duzcemeydan.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.